IKIGAI “JAPONLARIN UZUN VE MUTLU YAŞAM SIRRI”
Herkese yılın en sevdiğim ayı olan eylülden selam getirdim! Ağustos ayı benim için bolca sağlık sorunlarıyla uğraşmalı, stresli geçtiği için buraya hiç yazamadım. Dönüşü de bu stresli ayda okuduğum ve fazlaca sevdiğim bir kitap olan İkigai ile yapmak istedim.
Öncelikle kişisel gelişim kitaplarından asla sıkılmayan ama hepsinde işlenen aynı konuyu okumaktan sıkılan biri olduğumu söylemek istiyorum. İlk okuduğum kişisel gelişim kitabı bir zamanların çoksatanı “Her Şey Seninle Başlar” kitabıydı. O zamandan beri okuduğum kişisel gelişim kitapları ne yazık ki aynı örneklerden, aynı konulardan ve aynı destekleme cümlelerinden oluşuyordu. Daha çok olay örgüsünden kaçıp diğer tür kitaplara yöneldiğim sırada karşıma çıkan bu kitabın öncekiler gibi olmamasını umarak okumaya başladım. Hatta kendisi için postanede bir saat sıra bile bekledim! Doğrusu beklediğime de değdi. Herkese önerebileceğim, kolaylıkla okunabilecek bir kitaptı.
Kitaba adını veren İkigai kitapta uzun uzun anlatılmış ve bunu bir şemayla özetlemişler.

İkigai kabaca “hep meşgul kalarak mutlu olma” anlamına geliyor.
İkigaimizin içimizdeki derinliklerde saklı olduğunu ve onu bulmanın sabır gerektirdiğini söylüyor kitap. Yeni bir güne başlama nedenimizin ikigaimiz olduğunu da ekliyor.
Kitapta en sevdiğim şey kişisel başarısızlıkların ve mutsuzlukların sadece psikolojik birtakım şeylere bağlanmamasıydı. Kitapta beslenmeye, stres yönetimine, hareketli olmanın faydalarına, meditasyona ve rahatlatıcı egzersizlere yer veriliyor.
Kendimiz yaptığımız şeye kaptırma deneyimini psikolog Csikszentmihalyi “akış” olarak tanımlamış. Kitapta akışı yakalamanın yedi koşulunu da vermiş.
1. Yapacağınız şeyi bilmek,
2. Bunu nasıl yapacağınızı bilmek,
3. Bunu ne kadar iyi yaptığınızı bilmek,
4. Nereye gideceğinizi bilmek,
5. Belli zorlukları algılamak,
6. Belli becerileri algılamak,
7. Dikkat dağıtıcılardan uzak durmak.
Kişisel gelişim kitaplarının bilmediğimiz bir şeyleri söylemeyeceğini, sadece farkındalık yaratma isteğinde olduğunu fark etmek aslında biraz zaman alıyor. Ben de en başta bana hiç bilmediğim şeyler anlatacak, onları uygulayınca istediğim başarıya ulaşabileceğimi düşünürdüm. Bence İkigai diğer kişisel gelişim kitaplarından tam da burada ayrılıyor. Başarısızlıktan dönen üstün başarı hikayeleri anlatmıyor, sizden kendi kendinizi sorgulamanızı istiyor. Yazarların bu kitabı yazarken gidip gördüğü, röportaj yaptıkları uzun ve mutlu yaşama sahip insanlar Japonya’nın güneyindeki Okinawa adasında yaşıyor. Her yüz bin kişiden yirmi beş bininin yüz yaşın üzerinde olduğu bir ada. Bu ada sakinlerinin yeşil çay içerken, bitkilerini sularken bile büyük bir mutlulukla yaptıklarını hatta bazılarının ikigailerinin bu olduğunu söyleyerek huzurlu bir aktivitenin aslında bu kadar kolay ve basit olabileceğini söylüyor.
Kitapta yer verilen ve benim de çok sık düştüğüm bir hataya değinmek istiyorum. Kitapta zor bir görev seçmemizi ama bunun aşırı zor olmamasını istiyor çünkü yapacağımız işin kolay olmasının sıkıcı olacağını, zorlayıcı olmasının akışı sağlayacağını ve yeteneklerimizin ötesinde olmasının da kaygı getireceğini söylemiş.
Benim çokça yaptığım ve yine kitapta yer verilen bir diğer hata ise net bir hedefe sahip olduktan sonra hedefi ‘takıntı yapmadan’ dikkate almak. Kitap, fazla takıntılı olan kişilerin ayrıntılarda kaybolabileceğini söylüyor ve sürece aldırmaksızın hedefe ulaşma arzusunun işe koyulmaktan çok hedefe sabitlenme sonucunu getireceğini de ekliyor.
Japonca öğrenmeye başlayan birinin ilk öğrendiği kelimelerden biri ganbaru‘dur. Kişinin elinden gelenin en iyisini yaparak dik durması anlamına gelir.
IKIGAI
Kitapta Okinawalılarla yüzü aşkın röportaj yapıldığını ve bu röportajların sonucunda uzun ve mutlu yaşamın sırlarını şu şekilde özetlediklerini söylemişler:
1.Endişelenmeyin.
2.İyi alışkanlıklar edinin.
3.Arkadaşlıklarınızı her gün besleyin.
4.Acele etmeden yaşayın.
5.İyimser olun.
Kitapta en çok sevdiğim ve yüzüme tokat gibi çarpan cümleyi de buraya bırakmak istiyorum.
MUTLULUK SONUÇTA DEĞİL, SÜREÇTEDİR.
Bundan sonra sonuca çok yolum oluğunu fark ettiğim her an bu cümleyi kendime hatırlatacağım. Mutluluğu sonuca bağlamanın fazlasıyla yanlış olduğunu bu kısacık cümle anlattı bana. Mutluluğu yolun sonuna bağlarsak eğer, yoldaki manzarayı göremeyiz. Belki yürüdüğünüz yol sizi en az yolun sonu kadar huzurlu edecektir. Bunu yaşamadan bilemeyiz.
Okinawalıların her gün içtiği ve sayılamayacak kadar çok faydası olan yeşil çayı mutlaka deneyin, sadece sonucun güzelliğiyle değil, sonuca götüren yolun dikenleriyle de barışın. İyi eylüller!
Yorumlar (0)