SAVRULMAK
Şu rüzgarın hararetiyle savrulup duran mumdaki ateşe benzetiyorum kendimi bazen. Bazen dinlemeyi aylar önce bıraktığım bir şarkının nakaratı oluyor, bazense yarım bıraktığım kitabın ilk cümlesinde soluklanıyorum. Kendimi bin bir hevesle ezberlediğim şiirlerin en unuttuğum dizesinde uyuklarken buluyorum bazı zamanlar. Bazı zamanlar ben olmaktan çıkıp bir sürü ruha beleniyor bedenim. Duvarımda asılı duran şarkının her bir cümlesi adeta silah olup gözlerimin her bir yerinden vuruyor benliğimi. Öğleden sonra odama vuran güneş ışığının değmediği gölgelerde dinlenip ruhuma değen şarkılarla batırıyorum güneşi.
Şu rüzgarın hararetiyle savrulup duran mumdaki kokuya benzetiyorum kendimi bazen. Kanatların olsa bu kadar uçmazsın diyorum, kanatların olsa uçmayı böyle istemezsin. Korkusuz olsan böyle cesaret edemezsin diyorum. Bir yanıma korku doluyor, bir yanıma ben. Bu yola gidemeyecek olsan bu yolu görmezsin biliyorum. Bir elim pusulam oluyor, bir elim kalbim.
Şu rüzgarın hararetiyle savrulup duran mum olmak istiyorum bazen. Sönük bir kibritin ucundaki korkak ateşle kendimi bulmak diğer her şeyden önce gelsin istiyorum. Aydınlıklara karışıp karanlıkları dağıtmak, korkup kaçılan bilinmezliklerin içinde cılız bir ışık olmak o kadar da kötü bir fikir gibi gelmiyor. Hırslı bir rüzgarın karanlığıma sebep olmasından korkmamak eskisi gibi zor değil.
Şu savrulup duran mumu sarsan rüzgar mı oluyorum bazen? Saklamaktan yorulduğum kağıtları ortalara savuruyor, sönmesin diye direttiğim mumları ustaca söndürüyorum. Aşamadığım duvarlara hırsla bir kez daha vuruyor, üstünden atlayamadığım çukurlara doluyorum. Sınırların üzerinde dolaşıp geri siniyorum. Evet, savrulup duran mumu sarsan rüzgar oluyorum bazen. Unuttuğum şiirin tüm dizelerini alıp savuruyorum kendime. Unuttuğum şarkıların müzikleri olup kulağıma doluyorum. Birkaç cümle olup karşınıza geliyorum bazen. Siz en çok ne oluyor, ne olmak istiyorsunuz?
Asırlar sonra buraya gelip birkaç cümle yazmak beni çok mutlu etti (Aynı zamanda gergin çünkü hamlamış hissediyor). Yeni keşfettiğim ve bu aralar sürekli dinlediğim şarkıyı yukarıya bıraktım, umarım aynı hisle dinleyebiliriz. Hoşça kalın. 💘
Yorumlar (3)
Kaderin yangınındaki kum beyazlığı
Öncelikle yazılarınız çok hoş ve ilham verici. Bütün cümleleriniz, düşüncelerinizin mürekkebinden, büyük bir samimiyetle, buraya döküldüklerini hissettiriyor ve bu tarafa zarifce yansıtıyorsunuz. Teşekkürler… 🙏
Hoyratca esen Vadi meltemlerinin geçişine izin vermeyen, tepesindeki karabulutların gizini belli etmeyen.
Arkasında bizleri nelerin bekledigini bilmediğimiz şu heybetli dağın, esrarengizliginin yakamozu oluyorum; ilk bakışta aşılmaz, Ama yürünse basamak olup eşlik ediyorum umutlara. O narin, büyüleyici, biricik sevgiyi,iyiliği temsil eden kar kristallerini biriktirip sırtlıyorum kış mevsiminde, ilk baharda her yer kendi rengine bürünürken ben hala o kar tanelerini taşıyor, güzelliğini haykırıyorum. Bana uzaktan bakıp, görmezden gelen ovalara.
Kısaca; Bilinmez bir rüyanın içinde bilinmez kahramanlıklar düşmüş bahtıma…
Bazende delicesine dalgalanan suyun kıyısında kum oluyorum, bir yanım dalgalara karışıp kaybolurken bir yanım ise dalgalardan sıyrılıp, yıkanmışlığın verdiği berraklıkla sonraki dalganın telaşını göz ardı edip, belki bu defa kalabilirim karada ümidiyle güneşte parıldıyorum, göz kamaştırırcasına. Ama sonraki dalga ne getirir bilinmez. Belki karışırım yokluğa, Belkide tam bitti derken su olmayıda öğrenip dalgaların sırrına eriştiğimde taşınırım daha yukarılara, varlığın özünü yaşamak için iliklerimde.
Ne olmak istediğime gelirsek 🙃
Bir birine uzak ülkelerin arasindaki hasret olmak isterdim. Ellerin değilde, gönüllerin birbirine değebildiğini tüm samimiyetle, sadelikle ve sessizce ögretmek isterdim.
Yada sessiz sevenin düşüncelerinin murekkebi olmak. Sevgilinin ilhamıyla sevenin düşüncesinden şiir bohcası olup düşmek kagıtlara zarifce. Minel gibi dökülüvermek kalemden şiircesine…
birdamlayazar
Öncelikle yorumunuza bu kadar geç cevap verdiğim için kusura bakmayın, yorumunuzu görünce mailinizden size ulaşmaya çalıştım sanırım bu yüzden buraya cevap yazmayı unuttum. Güzel görüşleriniz ve naif yorumunuz için çok teşekkür ederim. Yazdığınız paragrafları okumak beni masamın başından alıp uzak, rüzgarın savurduğu dallara sahip ağaçları olan kocaman bir bahçeye götürdü. “Ellerin değil de gönüllerin birbirine değebildiğini tüm samimiyetle, sadelikle ve sessizce öğretmek isterdim.” Okuyunca yüzümde tebessüm oluşturan bu kısa cümlenin taşıdığı büyük anlam günümü güzelleştirdi. 🌺
K.y.kum beyazlığı
Estağfurullah hiç sorun değil anlıyorum sizi. Çok teşekkür ederim. Bu naif yorumlar, tamamen sizin naif yazılarınızın yansıması o yüzden bu naiflik size ait. Ayrıca o uzak, bahçedeki rüzgarın savurduğu dallara sahip ağaçların gölgesindeki “Anemon”🌷 olduğunuzu hatırlata bildiysem size, ne mutlu bana, tebessümünüz hiç eksilmesin.