ÖZ GÜVEN VE DEPRESYON SORUNU
Kötü ruh hali. Haberlerde “en yaygın hastalıklar” başlığı altında verilen sayısız hastalık arasında belki de en başlarda yer alması gerekiyor. Her şeye karşı duyulan memnuniyetsizlik, rutin eylemlere karşı bile duyulan isteksizlik… Her gün karşılaşıp neşesine hayran kaldığınız insanların bile zaman zaman yaşadığı bir takım hisler. Herkesin bazı dönemlerde kendisi tarafından maruz kaldığı bu ruh hali bütün yaşantımızı etkiliyor. Bunu belli başlı birkaç sebebe bağlamak yanlış olur çünkü bunu etkileyecek ve bizi kötü bir ruh haline itecek birçok sebebi gün içinde fark etmeden hayatımıza dahil ediyoruz. Yanında kendimizi iyi hissetmediğimiz arkadaş veya arkadaşlarımız, bulunmak istemediğimiz ortamlar, ruh halimizi kötü etkileyen şarkılar bu sebeplerden sadece birkaçı.
Öz güvensizlik, kendinin farkında olmama durumu. Dışarı çıkarken aynalara bakmaktan kaçanlar, iltifat aldığında bunun sadece nezaketen söylenen ve gerçeği yansıtmayan sözler olduğunu düşünenler, aslında içinde olmak istedikleri konularda dışarıda bekleyenler… Kaybettiğimiz, eksilttiğimiz, belki de hiç edinemediğimiz öz güvenimizi nasıl toparlayacağız? Birkaç cümle önce öz güvensizliği kendinin farkında olmama durumu olarak tanımlamıştım. O halde yapacağınız ilk şey kendinizin farkında olmak olsun. Sizi sizden daha iyi hiç kimse tanıyamaz. Yeteneklerinizin ve iyi yönlerinizi tanımak ve bunların farkında olmak kendi öz saygınızı artıracağı gibi öz güven de kazandıracaktır. İkinci adım ise geçmiş başarıları hatırlamak. Benim en çok kullandığım yöntem bu. Bir şeyi yapamayacağım düşüncesi kafamda yer edinmeye başlayınca kendimi “sen neleri yaptın bu ne ki?” diye motive etmeye çalışıyorum. Bu başarılarınızın diğer insanlarda bir şaşkınlık uyandıracak kadar büyük bir şey olmasına asla gerek yok. Sizin için bir şeyler ifade etsin yeter. Üçüncü adım ise en çok seveceğimiz adım. İlgi alanlarınızla barışın. Yeni bir dil öğrenmek istiyorsanız o dilde birkaç kelime öğrenmek bile o gün ki ruh halinizi iyi yönde etkileyecektir. Basketbol seviyorsanız oynayamıyor olsanız bile birkaç maç izleyerek modunuzu yükseltebilirsiniz. Dördüncü adımda herkes için bir miktar gerici olsa da yabancılarla konuşmak var. Kahve aldığınız dükkandaki görevliler, arkadaşınızın arkadaşları gibi birçok alternatife sahipsiniz aslında. Dışarıdaki insanlarla iletişim kurmaktan korkmayın, bu kendinizi ifade edebilme gücünüzü ve öz güveninizi artıracaktır. Beşinci adımda ise yüzde yüz etkili bir yöntem var : Başkalarına yardımcı olmak. Birine herhangi bir konuda kolaylık sağladığınızda ya da birkaç saatini güzelleştirdiğinizde kendinizi eskisinden çok daha iyi hissedeceksiniz. Bunları yaparak etrafınıza yaydığınız olumlu enerji aynı şekilde size dönecektir. Altıncı adım kendimiz için yapabileceğimiz en iyi şeylerden birini kapsıyor : Sizi aşağı çeken insanları hayatınızdan çıkarın. Bu insanları fark etmek için fazladan bir şey yapmaya gerek kalmıyor, bir gün mutlaka kendilerini belli ediyorlar. Mutsuz kalabalıklarınız olacağına huzurlu bir yalnızlığınız olsun. Yedinci ve son adım ise risk almak. Her zaman yaptığımız şeyi, her zaman ve aynı dozda yapmaya devam etmek çoğu zaman istediğimiz gibi sonuçlar vermiyor. Bezen cesaretli olmalı ve risk almayı bilmeliyiz.
Öz güven ve depresyon konusunu aynı yazıda ele almamın sebebi ikisinin çok fazla bağlantılı olması aslında. Öz güveni eksik insanlar olumsuz ruh haline her zaman daha çabuk yakalanırlar. Peki nedir bu olumsuz ruh halinin adı konulmuş şekli?
Depresyon, Latince bir kelime olan ve iç karartıcı anlamına gelen “deprimere” kelimesinden üretilmiştir. Bir çeşit ruhsal bozukluktur. Depresyon halinde olan hasta sevinç, zevk, empati gibi duyguların yanı sıra hayata olan ilgisini kaybeder. Kendilerini neşesiz ve değersiz hissederler, günlük işleri yapacakları enerjiyi bile kendilerinde bulamazlar. Karamsarlık, uykusuzluk ya da çok uyuma hali, huzursuzluk, aşırı yeme veya iştah kaybı gibi belirtileri vardır. Depresyonu atlatmanın en etkili yolu depresyona sebebiyet veren şeyleri bulmaktır. Kendi içimizde çözemediğimiz bir iç çatışma, yaşanılan zorluklar, kendimizi ihmal etme gibi sorunlar bunlardan birkaçıdır. İnternetten yapacağınız araştırmalarda bu olumsuz ruh halini atlatmak için verilen öneriler hep aynıdır :
- Egzersiz yapmak.
- Uyku düzeni kurmak.
- Beslenmede ağırlaştıran kötü gıdalardan uzak durmak.
- Meditasyon yapmak.
- Dikkati dağıtacak kurslara gitmek ya da uğraşlar bulmak.
Elbette bu yazılanların hepsi doğru ama ben işin biraz kendimiz tarafından halledilebilecek kısımlarına değinmek istiyorum. “Hey sen, bu yazıyı okuyan kişi! Çok değerlisin.” gibi birkaç cümle yazmayacağım tabii ( sosyal medyada sıkça gördüğüm bu tarz paylaşımlar aklıma geldiği için burada gülüyorum) ama bu hayatın bize bir defaya mahsus olarak verildiğini hatırlatmak istiyorum. “Ben ne zaman büyüyeceğim?” nidaları atarken kendinizi biranda büyümüş buluyorsunuz. Eskiden küçük olduğunuz için sizin yanınızda konuşulmayan konuları artık ezberlemişsiniz. Küçükken duymak için gizlice kapı dinlediğiniz bazı konularda artık söz hakkınız olduğu için şaşırmaya fırsatınız olmamış. Hangi ayakkabıyı giyeceğinize sizin yerinize birilerinin karar vermesini beklerken kimseye sormadan ayakkabı alır olmuşsunuz. Pencerenin arkasından baktığınız karanlık saatler belki de sizin için eskisi kadar geç değil. Geçenlerde gördüğüm bir sözü paylaşmak istiyorum sizle.
” Ne hikmetse insan ağladığı anıları gülerek, güldüğü anıları ağlayarak hatırlıyor.”
Sözün kime ait olduğunu bilmiyorum. Sadece ne kadar haklı olduğunun farkındayım. Bugün sizi ağlatan bir şarkı birkaç ay sonra yüzünüzde buruk bir tebessüm bırakacak. Ağlayarak yürüdüğünüz o sokakların köşe başlarından gülerek çıkacaksınız. İyi olduğunu düşündüğünüz bir anı belki de birkaç gün sonra hatırlamak istemeyeceğiniz bir gün olarak kalacak zihninizde. Biz yaşıyoruz. Değişiyoruz. Değiştiriyoruz. Değiştiremeyeceğimiz tek şey dünümüz. İnsan dününden memnun olmazsa nasıl karşılayacak bugününü? Yarın ne getirir bilmiyoruz, yarın ne götürür bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey yarının mutlaka geleceği. Kendinizi sevin, kendinizi siz sevmeden kimseden bunu bekleyemezsiniz. Takıldığınızda kendinize güvenip ayağınıza takılanları düzeltmeyi bilin. İnsan en çok kendisine muhtaç bu dünyada. Huzurlu ve öz güvenli geçireceğiniz günleriniz olsun!
Yorumlar (0)